[Kıvılcım]

Tuzak dediğin görünmez. Görünmemeli. Yokmuş gibi yapar ama her şeyden çok vardır. Yokmuş gibi yaptıkça daha da tuzaklaşır. Yokluğuna inandırdıkça, kendine çeker seni. Derin aldanışınla yüzleşmeye çağırır. Uykunun siy/âhıyla vurur gözlerini.

Yokmuş gibi yapar Allah. Her şeyin yanındadır, herkesin ânındadır ama hissettirmez varlığını. Her şeyi pürüzsüz bir akışın kucağında ağırlar. Sonsuz yumuşaklıkta avuçlar acıları, kederleri, hüzünleri, gamları, itirazları, sitemleri. Zulümlere ses çıkarmaz. Ama şimdilik. Haksızlıklara aldırış etmiyormuş gibidir; ama şimdilik. Bekler sadece. Bekler ki herkes kendi özünü ortaya çıkarsın. Herkes kendini göstersin. Mazlum sabrıyla var olsun. Zalim zulmüyle açığa çıksın. İnsan, içinde sakladığı niyetini etten kemikten bir heykele dönüştürsün; nefes nefese yontsun kendini.

Belli ki “tuzakların en hayırlısı” O. Bu kadar çok varken bu kadar yokmuş gibi yapmak sadece O’nun işi. Büyük ustalık. İnce işçilik. Eşsiz bir deneme. Evet, “tuzakların en hayırlısı” Allah, yarına bırakır; yanına bırakmaz.

***
Allah yarına bırakır, yanına bırakmaz “en hayırlı tuzak”ı açığa çıkarma denemesi. Yaşamın pürüzsüz akışının uyuttuğu sürpriz sevinçleri görme işçiliği. Acının göğsünde kasılıp gevşeyen umudun nabzına dokunma çabası. Gizli sevdaların beslediği açık vedaların hüznüne eşlik eden bir psikoterapistin on yıllar içinde kıvamlanan mor mürekkebinin izdüşümü

Allah yanına bırakır yanına bırakmaz - Senai Demirci