22-01-2022Saat:23:51
İsviçre'de çocuk istismarının gerçek yüzü! 'Heidi'nin ayakları neden çıplaktı?'
Heidi, İsviçre'nin toplumsal tarihinde hatırlanmak istenmeyen bir gerçeğin simgesi. Onun çıplak ayakları bugün çocuklara karşı işlenmiş büyük bir suçun yarattığı utancın simgesi. Heidi çıplak ayaklıydı; çünkü çıplak ayaklar, erkek ya da kız 'köle çocukları' diğer çocuklardan ayıran bir simgeydi!
Gerçekten de İsviçre'de, 18. yüzyılın sonlarında başlayan ve 1960'lı yıllara kadar devam eden bu insanlık dışı uygulama, uzun yıllar boyu sözde medeniyetin beşiği devletler tarafından hasır altı edildi. Çocuk istismarının devlet eliyle uygulandığı İsviçre'de, devlete borcu olan boşanmış çiftlerin, fakir ailelerin çocukları, öksüzler, yetimler, ebeveyni cezaevinde olan ya da suça bulaşmış çocuklar, devlet ve kilise vasıtasıyla çalıştırılmak üzere başka ailelerin yanına yerleştirilirdi.
Bu insanlık dışı uygulamayla çocuklar, çiftliklere "kiralık" olarak verildi. Kiralandıkları veya satıldıkları insanlar tarafından işkence gören, tecavüze uğrayan bu çocuklar, Avrupa'nın örtbas etmeye çalıştığı gerçeklerden biri olarak kaldı.
Bu kirli geçmişse, herkesin yakından bildiği bir çizgi karakterle temsil ediliyordu aslında: Heidi. Alp Dağları'nda çıplak ayaklarıyla koşuşturan, öksüz Heidi karakteri, İsviçre'nin çocuk kölelerine adanmış bir hikayeydi aslında.
İsviçre'nin toplumsal tarihinde hatırlanmak istenmeyen bir gerçeğin simgesi olan Heidi, yıllar içinde çocuklara karşı işlenmiş büyük suçun yarattığı utancın da bir simgesi haline geldi.
Sabah
Heidi, İsviçre'nin toplumsal tarihinde hatırlanmak istenmeyen bir gerçeğin simgesi. Onun çıplak ayakları bugün çocuklara karşı işlenmiş büyük bir suçun yarattığı utancın simgesi. Heidi çıplak ayaklıydı; çünkü çıplak ayaklar, erkek ya da kız 'köle çocukları' diğer çocuklardan ayıran bir simgeydi!
Gerçekten de İsviçre'de, 18. yüzyılın sonlarında başlayan ve 1960'lı yıllara kadar devam eden bu insanlık dışı uygulama, uzun yıllar boyu sözde medeniyetin beşiği devletler tarafından hasır altı edildi. Çocuk istismarının devlet eliyle uygulandığı İsviçre'de, devlete borcu olan boşanmış çiftlerin, fakir ailelerin çocukları, öksüzler, yetimler, ebeveyni cezaevinde olan ya da suça bulaşmış çocuklar, devlet ve kilise vasıtasıyla çalıştırılmak üzere başka ailelerin yanına yerleştirilirdi.
Bu insanlık dışı uygulamayla çocuklar, çiftliklere "kiralık" olarak verildi. Kiralandıkları veya satıldıkları insanlar tarafından işkence gören, tecavüze uğrayan bu çocuklar, Avrupa'nın örtbas etmeye çalıştığı gerçeklerden biri olarak kaldı.
Bu kirli geçmişse, herkesin yakından bildiği bir çizgi karakterle temsil ediliyordu aslında: Heidi. Alp Dağları'nda çıplak ayaklarıyla koşuşturan, öksüz Heidi karakteri, İsviçre'nin çocuk kölelerine adanmış bir hikayeydi aslında.
İsviçre'nin toplumsal tarihinde hatırlanmak istenmeyen bir gerçeğin simgesi olan Heidi, yıllar içinde çocuklara karşı işlenmiş büyük suçun yarattığı utancın da bir simgesi haline geldi.
Sabah