28-10-2023Saat:21:28
Çok uzun bir yazı olmayacak. Fakat yazmam gerekiyordu. Bu bir teşekkür yazısı aslında.
Yargı başından beri sessiz sessiz takip ettiğim bir iş. Senaryosu, karakterleri, oyuncuları, kalitesi ile hep farklıydı. Hep de özeldi.
Fakat Yargı'da öyle önemli bir şey var ki, bu konuda sevgili Sema Ergenekon'a ne kadar teşekkür etsek az. Evet, umarım okursunuz bunu sevgili Sema Ergenekon. Yargı'nın tüm güzellikleri bir yana, birçok izleyiciye Ceylin gibi bir kadın karakter izleterek nasıl ferah bir alan açtığınızı tahmin edemezsiniz.
Evet, Ceylin Erguvan öyle bir temiz hava alanı. Sanki oksijeni bol bir alanda ciğerinize çektiğiniz nefes gibi.
Mübalağa etmiyorum. Televizyon ekranında Ceylin gibi bir karaktere öyle hasret kalmışız ki dolu dolu oksijeni bol bir nefes gibi geliyor onu izlemek. Ceylin'e bakınca çok güzel, kendinden emin bir kadın görüyorsunuz. Ceylin güçlü olmak için erkek özelliklerini edinmek, erkek gibi olmak gerekmediğini bize gösteriyor. Vura vura topukları üstünde yürürken kadın olmanın tüm güzelliği ile fırtınasını estiriyor. Zekâsı ve özgüveniyle karşısındakine göz dağı verip titretebiliyor. Gücün erkeklik ile ilgili olmadığını bize ilk sezondan beri gösteriyor Ceylin Erguvan.
Profesyonel yaşamımdaki insanlar (Mesela expat yani yabancı bir arkadaşım Ceylin'e bayılıyor. O övdükçe gurur duyuyorum itiraf etmem gerekirse.) tarafından tutun da akraba sohbetinde bile bir kadın karakter olay çözücü ve güçlü olarak nitelendiriliyorsa bu bir başarıdır.
Üstelik bunu ekranda hiç olmadığı kadar kadına şiddetin, saygısızlığın, hayatındaki kadını aldatmanın, kadının pasifize durmasının normalleştirilmeye çalışıldığı bir ortamda yapıyor Sema Ergenekon. Bunların hiçbirine eyvallahı olmayan, ona yapılırsa hesabını soracağını bildiğimiz bir kadın karakter izletiyor bize. Sevgili Pınar Deniz de bu karaktere öyle güzel can veriyor ki, Ceylin Erguvan gerçek sanıyorsunuz. Ekrana uzanıp ona dokunmak istiyorsunuz. "Ben buradayım Ceylin, bana anlatabilirsin bir arkadaş ve kardeş gibi" deyip sarılmak istiyorsunuz, onunla konuşmak ve fikrini almak istiyorsunuz. Onu dinlemek istiyorsunuz. Öyle gerçekmiş gibi hissediyorsunuz.
Ceylin'de ne var biliyor musunuz?
Ceylin'in güçlü bir karakteri, keskin bir zekâsı ve kendi düşünceleri var.
Ceylin'in hayata karşı inandığı bir duruşu var. Öyle ki sevdiği adama gerekirse "Seninle aynı fikirde olmak zorunda değilim" deyip inandığı yolda gidebiliyor.
Ceylin'in kendine saygısı var.
Ceylin'in kendi doğruları var. Bunun için destek görmese bile o doğrular için savaşma gücü var.
Ceylin'in kendi inandığı yol için kendi seçimleri var.
Ceylin'in hayata karşı bir davası, bir savaşı var..
Ceylin'in isyanları var. O, olduğu gibiyken ve kendini yalanla süslenmiş paketler ile sunmazken, içindeki yalanı çiçek gibi sulayan herkese karşı bir isyanı var. Ezberlemiş doğrular içinde önemsenmeyen yanlışlar için isyanları var.
Ceylin'in itirazları var. Güçlü ve mevki sahibi olanların hep en doğru görülmesine, doğru gibi görünenin bazen adil olan olmadığına dair itirazları var.
Ceylin'in çalışkanlığı ve sahip çıkan, kollayan, koruyan, fedakâr bir yanı var. Ceylin hem çalışmış, hem üniversiteye gitmiş, hem ailesine bakmış, hem kardeşini okutmuş bir karakter. Hayatındaki insanları da sahiplenen bir yanı var. Fakat herkese verdiği sevgi ve desteğe rağmen yalnız kaldığında tüm kırılganlığını örttüğü çelik gibi duvarları var.
Ceylin'in yaraları var. Bildiğimiz ve belki bilmediğimiz yaralar... Tüm yaralarına rağmen savaş meydanını bırakmadan devam etmesini sağlayan bir inadı ve azmi var.
Ve Ceylin'in tüm bunlara rağmen kalbinde hiç bozmadığı iyiliğe ve sevgiye inanan bir yan var. Başka insanların penceresinden bakıp orada gördüğü küçük bir kız için babasına yapılanın hesabını sormaktan vazgeçebileceği kadar çok merhameti var.
Var da var yani. Ceylin'de çok şey var, çok güzel şeyler var.
3. Sezon Ceylin'in savcı olduğunu anladığımızda ilk tepkim "Yakışır" olmuştu. Gerçekten de öyle oldu. Ceylin'in gücü karakteri, zekâsı ve ruhundan kaynaklı bir güç. Bunu gücü olduğu her yere taşıdı. Savcı Ceylin'i izlemek için bunun için heyecanla bekledim. Beklediğim gibi de giriş yaptı. O ne karizma, o ne saygı ile ceket ilikleten otorite, o ne soğukkanlılıkla işini yapmak, davayı çözmek Ceylin savcım.
Savcı olma nedeni de Ceylin'in bir o kadar anlamlı. İnsanlar onun gördüğünü görmemek için diretince, inancında tek kalınca Ceylin inandığı şey için savcı oldu. Onu sezonun açılış bölümünde başka kayıp çocukları ararken de gördük. Çünkü kendi çocuğunu bulamasa bile başka kayıp çocuklar vardı. Başka sesini duyuramamış insanlar vardı. Onlar için de savcıydı artık.
Bu ne kadar özel bir şey şu an ekranda farkında mısınız?
Ceylin ilk sezondan beri "kendi başıma yağan karı kendim eritirim." diyen bir karakter. Başkasından medet ummadan tüm acılarına karşın ayağa kalkıp, "kimseye ihtiyacım yok" deyip, kendi inandığı şeyler için kendi harekete geçen bir kadını ekranda gördükçe nasıl bir mutluluk hissediyorum anlatamam.
Size bahsettiğim şeyin güzelliğini ufak bir olay ile örnekleyeyim. Bu sezon Yargı'nın daha çok konuşulur olduğunu görüyorum. Konunun Yargı'dan başlayarak genel dizilere kaydığı bir arkadaş ortamında karakterleri diğer dizilere koysak ya da çiftleri değiştirirsek ne olur şeklinde ufak bir geyik muhabbeti diyebileceğimiz bir muhabbete çevrildi konu. Bu durumlarda en dizi izlemem diyen arkadaşlarınızın bile her diziyi sürekli izlemese bile bildiğini görüyorsunuz. Konuşulan diziler konusunda isim vermeyeceğim elbette. Fakat Ceylin'i koyduğumuz her ortamda bahsi geçen diğer karakterleri çeşitli sebeplerden tutuklatıp, ortamda adaleti sağlayıp o ortamlardan çıkacağı konusunda hemfikir olduk. Böylesi özel ve "Ceylin oyunu bozar öyle çıkar" dedirten bir kadın karakteri yazmak ve ona inandırmak bence büyük başarı.
Bunun için çok teşekkürler Sema Ergenekon.
Ve Ceylin'i böyle gerçekten etten kemiktenmiş gibi, ruhuyla kalbiyle yaşıyormuş gibi bize hissettirdiğin için teşekkürler Pınar Deniz.
Bu teşekkür yazısını yazmam gerekiyordu. 3. sezonda da olsa yazabildiğim için mutluyum.
yazan: Ayla Taşkın
kaynak: ranini.tv
Tuğba Yurt