28-11-2024Saat:00:43
Bana yolun seç diyorlar
Ben bozuk yolu seçer miyim?
Seçemezsen geç diyorlar
Ben yolumdan geçer miyim?"
8. bölümü böyle noktalamıştık. Aslında hiçbir şey yazmadan her şeyin bu şarkı sözlerinde gizli olduğundan bahsedebilirim. Ama hadi detayalıca konuşalım. Devran, madem bizim hikayedeki kahramanımız, onun yolundan hiç vazgeçmeyeceğinin mesajıydı bu.
Buna Esme de dahil tabii ki. Devran, Esme'ye "Hayatımın anlamı" diyorsa, "Bilmediğimi bilensin, görmediğimi görensin" diyorsa, her gördüğünde huzur buluyorsa; senaristler bunları yapıyorsa buradan dönüş olmaz. Olmamalı. Olursa da çok zor. Nasıl olacağını merakla izlerim. Ama bence olmayacak. Ne Devran, Esme'den ne de Esme, Devran'dan vazgeçecek.
Bir de her şeyi bir kenara bırakalım, yıkalım alışılmış kalıpları. Nedir bu? Nefretten aşk doğar, aşk iyileştirir vs. vs. Orada kendi ayakları üstünde güçlü duran, durmaya çalışan Esme varken, İmre ile Devran'ın olması yanlış olur. (NOT: Sözüm Melis Sezen'e değil, İmre'ye. Sonra fanlar yanlış anlıyor, yanlış anlaşılacak bir şey yazmasam da.)
yazan: Naim Baycan
kaynak: ranini.tv
Niye yanlış olur? Çünkü madem (klasik olacak ama) bir yin-yang olayına girdiniz, oraya daha sonra geleceğiz ama, bir tarafı siyah bir tarafı beyaz olarak gösterdiniz ve ilk baştan beri önermeniz adalet, doğruluk, iyilik vb. üzerine kurulu o zaman burada da bu yanlışa düşmemelisiniz. Naçizane tavsiye olarak söylemem gerekirse...
Buna son ve güçlü bir örnek daha vermem gerekirse mesela Boran öldükten sonra Devran yerdeyken Esme gelince biraz kendine gelmesi... Yani demem o ki ilk anda soru çözmeden tutun da son bölümdeki beyaz elbise içinde Esme'sini önce seyredip sonra da koşup sarılıp huzur bulmasına kadar giden süreçte böyle bir Devran varken başka yollar yorar...
Bir de Devran'ın kaybetme korkusu yok, aslında olmalı. Esme hep orada ve orada duracak gibi rahat rahat hareket ediyor...
Hep Devran dedik, biraz diğer taraflardan bakalım. İlk olarak Cesur.
Cesur çok tuhaf bir karakter, bu karakteri pek anlayamadım açıkçası. Ama ilk etapta Esme'ye yaklaşması tamam bilgi vs. öğrenmek için ama hani uzak durmaya çalışıyordu Devranlardan, Boran mevzusu kapansın istiyordu. Sürekli Esme'nin etrafında dolaşarak ya kafa karıştırmak istiyor ki bu olumlu taraf senaryo açısından, olumsuz tarafı da kendi ile çelişmesi. Çünkü Devran, onu Esme'nin etrafında gördükçe daha onun hayatına müdahil olacak demek bu... Dediğim gibi anlamadığım tarafları var bu karakterin.
Ama net olarak bildiğim bir şey varsa hepimizin anladığı üzere sevgiye aç. Çok aç hem de. Hani "Sevgi her şeyi yaptırır, bir de sevgisizlik" diye bir söz var ya, hah işte o Cesur'a tam uyuyor...
İmre'ye baktığımızda iyilik özelinde iyi olmaya daha münasip bir karakter. İskender'i almış en yukarılara koymuş, onu bir kral yapmış. Şimdi de genç Karan'ı görünce anlam veremediği duyguların peşine düştü, tabii ki kabullenmemekle birlikte. Ama İmre'nin motivasyonu geçmiyor seyirciye. Derdinin tam olarak ne olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Son bölümdeki baba hikayesi bugüne kadar gösterilen İmre'ye yetmedi. Karakter çok daha güzel hale gelmeye münasip ama bazı şeyler buna izin vermiyor...
Ve Esme. Benim en sevdiğim karakterlerden biri. Hatta ilk ikide. Sevgili Ahsen Eroğlu zaten harika bir iş çıkarıyor. Esme'nin motivasyonu ve karakter önemi ile ilgili geçen yazımda yazmıştım, ona buradan ulaşabilirsiniz:
Esme bir karakter değil, bir tip. Bu karakterin üstünde okuyamamış, çalışmasına karşı çıkılan, zorla evlendirilen dayak yiyen, baskı altında yaşamaya çalışan kadınların sorumluluğu var; bir temsiliyet var. Eğer Esme yanlış yaparsa sadece Esme yanlış yapmamış olacak, insanımızı etkileyen televizyon ve orada görünen bir karakter-tip yanlış yapmış olacak ve böylece doğru önerme vermemiş olacak. Ama doğru yaptığında ilham kaynağı olacak. Bak kız hakkını arıyor, diyecekler, son bölümde olduğu üzere bak kız okumak için elinden geleni yapıyor, nasıl örnek oluyor, diyecekler...
Şimdi hep Devran açısından baktık, Esme tarafından bakınca kaybetme korkusunu Esme'ye yaşattınız. Ama o ne yaptı okula kayıt yaptırdı bunun üzerine. İşte bahsettiğim önerme de tam olarak buydu... Sonuç olarak Devran'ın ön plana alması lazım Esme'yi ve Esme de artık kaçmamalı...
8. ve 9. bölümlere baktığımızda o ilk baştaki #EsDev geri geldi. Devran'ın Esme'ye farklı farklı hitap şekilleri olsun, o "Hayatımın anlamı" dediği sahne baştan sona olsun, son bölümdeki son sahne olsun hepsi ama hepsi o kadar çok seyir zevki veriyor ki, zaten eğer abartılı ise abartılı yazmamın sebebi de dizi hakkında konuşmaktan çok bu çift hakkında konuşmamın sebebi de işte bu seyir zevki. Çok uzun zamandır böyle bir çifte denk gelmedim de bir senaryo asistanı olarak, mazur görün abartımı.
Bundan sonra eğer bir aksilik olmazsa dizi hakkında her bölüm sonu yazı yazacağım, tabii genel hikayenin yanında EsDev'den ödün vermeden. Ama dediğim gibi artık biraz dizinin esas hikayesine değinme zamanı geldi.
Reytinglerde bir rayına oturamama sorunu var. Son bölümdeki ufak düşüşün veya daha doğru ifade ile daha fazla yükselememesinin sebeplerinden biri de 8. bölümdeki Barış Manço şarkısı ile baştan sona esas hikâye ile ilgili izletilen kurgunun devamının olmaması 9. bölümde. Mafya alemi ile ilgili bir ton bilgi elinizde ama orayı çok basit tuttular 9. bölümde. Bundan kaynaklı olabilir, en azından bir sebebi.
Yazımı Deha'da geçen şu söz ile bitiyorum: "Adalet dediğin eski bir masal..."
Okuduğunuz için teşekkürler.
Naim.
Tuğba Yurt