31-01-2022Saat:10:32
(Son Düzenleme: 05-02-2022Saat:12:19, Düzenleyen: KarFırtınası.)
99 Kuralı
Günlerden bir gün Padişah vezirini huzuruna çağırmış ve sormuştu;
– Bana hizmet eden şu hizmetçimin hayatta benden çok daha mutlu olduğunu görüyorum. Acaba sebebi nedir? Gördüğün gibi onun hiçbir mal varlığı yok. Oysa ben padişahım, her şeyin sahibiyim, ama onun kadar huzurum ve keyfim yok. Bunun sebebi nedir?
Bunu işiten Veziri şöyle cevap verdi;
– Sevgili Padişahım, şöyle bir oyun oynayalım bakalım ne olacak. Sonra anlatmaya başladı. Şimdi hizmetçinize 99 kuralı dediğimiz şeyi uygulayacağız.
Sabırsız Padişah bu 99 kural nedir diye sordu.
Vezir anlatmaya devam etti;
– Hünkarım siz bir torbaya 99 altın koyup gece olunca hizmetçinizin kapısına “Bu 100 altın sana hediyedir” yazan bir not ile bırakın. Sonra da kapıyı çalıp saklanın ve olanları izleyin.
Padişah merakla vezirin anlattıklarını harfiyen yapar.
Kapının çaldığını gören Hizmetçi kapıyı açar, sağına soluna bakar ve altınları yerden alır. Büyük bir heyecanla altınları sayar lakin notta yazıldığı üzere bir tane altının eksik olduğunu görünce “Galiba dışarda bir yere düştü” diyerek çoluk çocuk kayıp altını aramaya başladılar.
Gece boyunca kayıp altını aradılar, bakmadıkları yer kalmadı. Hatta boş arazilerde ve civarda ne var ne yok araştırdılar lakin eksik olan tek altını bulamadılar. Hizmetçi bu yorgunlukla çocuklarını azarladı hatta bir ara onlara saldıracak duruma geldi.
Gece boyu tek altını aramayan hizmetçi, sabah olunca kederli, düşünceli bir halde, suratı asık, keyifsiz, her halinden şikayetçi bir tavırla padişahın huzuruna girdi.
Durumu gören Padişah 99 kuralı’nın anlamını yaşayarak öğrenmiş oldu.
Kıssadan hisse;
Bizlerde aynı hizmetçi gibi, Allah’ın bize ihsan ettiği 99 nimetini unutuyoruz. Sonra da hayatımızı o kayıp sandığımız tek nimeti aramakla geçiriyoruz. Halbuki o nimet bilmediğimiz nice hikmetlerden dolayı, belki de bir imtihan olarak bizleri beklemektedir.
Bizler de hizmetçi gibi bize verilen 99 nimeti görmezden gelip o tek altının peşine düşeriz. Sonra da bulamayınca kendimizi mutsuz, huzursuz, keyifsiz eder ve içinde bulunduğumuz nimetleri unuturuz.
Hikayeden alacağımız dersle; isterseniz bize Rabbimizin ikramı olan ve hiç bir para vermeden sahip olduğumuz sınırsız nimet için Allah’a şükredelim. Peygamber Efendimizin buyurduğu üzere; şükürle nimetlerimiz artar.
Alıntı
Günlerden bir gün Padişah vezirini huzuruna çağırmış ve sormuştu;
– Bana hizmet eden şu hizmetçimin hayatta benden çok daha mutlu olduğunu görüyorum. Acaba sebebi nedir? Gördüğün gibi onun hiçbir mal varlığı yok. Oysa ben padişahım, her şeyin sahibiyim, ama onun kadar huzurum ve keyfim yok. Bunun sebebi nedir?
Bunu işiten Veziri şöyle cevap verdi;
– Sevgili Padişahım, şöyle bir oyun oynayalım bakalım ne olacak. Sonra anlatmaya başladı. Şimdi hizmetçinize 99 kuralı dediğimiz şeyi uygulayacağız.
Sabırsız Padişah bu 99 kural nedir diye sordu.
Vezir anlatmaya devam etti;
– Hünkarım siz bir torbaya 99 altın koyup gece olunca hizmetçinizin kapısına “Bu 100 altın sana hediyedir” yazan bir not ile bırakın. Sonra da kapıyı çalıp saklanın ve olanları izleyin.
Padişah merakla vezirin anlattıklarını harfiyen yapar.
Kapının çaldığını gören Hizmetçi kapıyı açar, sağına soluna bakar ve altınları yerden alır. Büyük bir heyecanla altınları sayar lakin notta yazıldığı üzere bir tane altının eksik olduğunu görünce “Galiba dışarda bir yere düştü” diyerek çoluk çocuk kayıp altını aramaya başladılar.
Gece boyunca kayıp altını aradılar, bakmadıkları yer kalmadı. Hatta boş arazilerde ve civarda ne var ne yok araştırdılar lakin eksik olan tek altını bulamadılar. Hizmetçi bu yorgunlukla çocuklarını azarladı hatta bir ara onlara saldıracak duruma geldi.
Gece boyu tek altını aramayan hizmetçi, sabah olunca kederli, düşünceli bir halde, suratı asık, keyifsiz, her halinden şikayetçi bir tavırla padişahın huzuruna girdi.
Durumu gören Padişah 99 kuralı’nın anlamını yaşayarak öğrenmiş oldu.
Kıssadan hisse;
Bizlerde aynı hizmetçi gibi, Allah’ın bize ihsan ettiği 99 nimetini unutuyoruz. Sonra da hayatımızı o kayıp sandığımız tek nimeti aramakla geçiriyoruz. Halbuki o nimet bilmediğimiz nice hikmetlerden dolayı, belki de bir imtihan olarak bizleri beklemektedir.
Bizler de hizmetçi gibi bize verilen 99 nimeti görmezden gelip o tek altının peşine düşeriz. Sonra da bulamayınca kendimizi mutsuz, huzursuz, keyifsiz eder ve içinde bulunduğumuz nimetleri unuturuz.
Hikayeden alacağımız dersle; isterseniz bize Rabbimizin ikramı olan ve hiç bir para vermeden sahip olduğumuz sınırsız nimet için Allah’a şükredelim. Peygamber Efendimizin buyurduğu üzere; şükürle nimetlerimiz artar.
Alıntı